E

Konut- İnsan İlişkisi konut ve kent Sosyal Ayrışma kentsel dönüşüm soylulaştırma tüketim nesnesi olarak konut alt gelir grubu göç kapalı site kapalı siteler kentsel algı kentsel yaşam rota Ait olma durumu Toplu Konut algı barınma-yaşama fiziksel sınır gecekondu genişleyen konut sınırı konut niteliği konutun tüketimi sosyo-ekonomik statü sınır Özel - Kamusal Sınırı çarpık kentleşme Kamusal Omurga Çeperinde Konut Sosyal Adalet Toplum-Kent İlişkisi durak dışlanmışlık etkileşim gelecek tasarımı hafıza kamusal alan kent çeperleri kültür katmanı mahremiyet metropol sosyal eşitlik sürdürülebilirlik toplumsal sınır yap-sat yaşam kalitesi üst gelir grubu ütopya 3. boyutta mülkiyet Bellek Ekosistem Kent ile Konutun Kesiştiği Alanlar Kentin Yatay ve Düşey Arayüzleri Kentli Hakkı Kentsel Doku Ne Yönde değişiyor/Değişmeli Kişiselleşme Kolektif Bellek Korunaklı Yerleşimler Metropolde Konut İhtiyacı anlam beden deneysel konut dinamik konut disiplinler arası yaklaşım distopya dönüşüm düşeyde yükselme ekonomi ekonomik strateji evsiz farklı kültürler fonksiyon future systems geleneksel kavramlar gelir kutuplaşması genius loci geçirgenlik geçmiş ve şimdiki gobi-gobi görüngü gündelik hayat istanbul istanbul'da yaşam kamusal - özel aralığı kamusal eşik katmanlaşma kent bileşenleri kent karakteri kent merkezi kentli kentsel boşluk kimlik konut sloganları konut tipolojileri korunaklı konut küresel kentler mahalle olgusu marka projeler mekan mekan antropolojisi mevcut modeller moda monotonluk müdahale norm okumalar reklam residence resilin sentetik mekanlar simülasyon sokak-konut ilişkisi sosyal entegrasyon soyutlanma su-kent sürdülebilirlik tanımlı mekan tasarım projeler toplumsal mekan tüketim çılgınlığı yeni konut siteleri yuva zoning Öbekleşme çok kültürlü kent üretim

30 Eylül 2010 Perşembe

KAPANA KISILMIŞLIK İLE DIŞLANMIŞLIK KAVRAMLARI ÜZERİNDEN KONUT

Günümüzün ençok konuşulan konularından biri gecekondu bölgelerinin dönüşümü ve dönüşüm adı altında yaşanan rant yarışlarıdır. 50lili yıllardan bu yana gecekondu kavramı da gecekondululuların özellikleri de kendi içinde değişmektedir. Köyden kente göçen toplulukların homojen grup özelliği taşıdıkları düşünülmüştür. Kentli olmakla köylü olmak arasında gidip gelen, köylü yaşam tarzını kentte devam ettirirken, kent hayatını kültürüne sokmaya çalışan büyük bir topluluk olarak görülmüşlerdir. Artık homojen olmadıkları biliniyor ve gecekondu varoş adına evrimleşerek, dışlanmaya devam etmektedir. Bir yanda “varoşlu” kavramının altı pislik içinde yaşayan, güvenli olmayan suça meyilli insan karakteri ile doldurulurken, diğer yanda bu topluluktan kendini uzak tutmak, güvende olduğunu hissetmek isteyen insanların kapalı sitelere kendilerini hapsetmeleri vardır.

Özel güvenlikli ve etrafı duvarlarla çevrili, çoğu ihtiyacın kendi içerisinde karşılandığı bu sitelerdeki insan psikoljisi ile aynı şekilde gecekondu mahallerinde yaşayan düşük gelirli insan grubunun psikolojisi arasında benzerlikler olduğu kanaatindeyim. Burada sorulacak soru, “bu benzer psikolojinin altında yatan nedenler nelerdir?” olacaktır. Bu psikolojik durumu tetikleyen reklam çalışmalarıda mevcuttur. Günümüz toplu konut yapımında çalışan firmaların reklam kampanyaları; farklılaşma çabasına daha doğrusu konut görünümü üzerinden soylulaşma çabasına; güvenlik sorunu göze batırılarak, korunma içgüdüsünün duvarlar arkasına gizlenerek giderilmesine, tembelleşen ve komşuluk ilişkilerinden uzaklaşan çekirdek ailelerin kolayca ve çaba sarfetmeden hayatını idam etmesini site içinde alışveriş, spor salonu, yeşil alanlar vb. sunarak altyapı hazırlamaktadır. Bunun karşısında “gecekondu” insanı bu altyapı hizmetlerinden, güvenlik çalışmalarından yoksun olduğu halde nasıl oluyorda farklı koşullar altında aynı duyguları paylaşabiliyor? Bu benzeşmeyi duvarlar yaratır; birinde somut olarak görülen duvarlar varsa diğerinde soyut duvarlar vardır ama duvarları yaratan kesim bu iki gruba da dahil olmayan üçüncü bir gruptur. Bu üçüncü grup kimdir? Gecekondulu ile site sakini arasında psikolojik benzerlikleri aslında farklılıkların ittiği ve üçüncü grubun altyapı sağladığı konumlar oluşturur. Artan gelir uçurumu iki grubu kendi içlerine iterken, bir yandan da korunma içgüdüsüyle saldırgan olmalarına neden olmuştur.

Sonuç olarak sorulacak sorular üzerinden bir araştırma tasarımı yapılabilir. Konut alanındaki bu sosyal ve mekansal ayrışmanın nedenleri nelerdir? Bu ayrışmanın yarattığı farklı gruplar üzerindeki psikolojik benzeşmeler ve farklılıklar nelerdir ve hangisi ağır basmaktadır? Farklılıkların yada benzerliklerden ağır basanın bulunması ile araştırma tasarımı yönlenimini bulabilir ve benim önerdiğim, kapana kısılmışlıkla dışlanmışlık kavramlarının benzerlikleri üzerinden konut farklılaşması doğrulanabilir yada yanlışlanabilir. Ek olarak; kapalı konut olgusu kentli nazarında nasıl algılanmaktadır? Kapalı olma soyutlanma duygusu, korunma ve soylulaşma avantajları ile gözardı edilmesi ilerde ne gibi sorunlar doğurabilir? Konut kavramı sadece barınılan ev olmaktan çıkıp kapalı korunaklı toplu konut, site ile “ev” duvarlarını yıkıp site duvarları arasına genişlemiştir. Kapalı site adı altında kamusal alandan koparılan parçalarda ayrıcalıklı kişilerin kullanımına sunulan sosyal donatılar, rekreasyon alanlarının kamusal alana tekrar dahil edilmesi düşünülebilir mi ve sonuçları neler olabilir? Site sakini bu geri dahil edilmeyi “genişleyen konut” sınırına tecavüz olarak görür mü ve site veya korunaklı toplu konut daha içine kapalı halde evrimleşebilir mi?

Özlemnur Ataol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder