Endüstri çağının beraberinde gelen ekonomik faaliyetler,yeni iş sahaları,göçler ve bunun akabinde kentlerde hızla artmaya başlayan ‘’konut sorunu’’ günümüzde de hala devam etmektedir. Bu sorunsalın çözümüne yönelik yapılan yetersiz çalışmalar ve aksine üzerine eklenen güncel sorunlar, bu konunun yeniden ve yeniden gözden geçirilmesine neden oluşturmaktadır. ’’İstanbul’’ bu bağlamda birçok sorunu (alt yapı,ulaşım,ekonomik dengesizlikler vb.) bünyesinde barındırırken, aynı zamanda ‘’konut sorunu’’nu acı bir biçimde sahiplenmektedir.
Farklı kültürlere, zengin bir tarihi geçmişe, kozmopolit bir yaşantıya, çarpık kentleşmeye vb. sahip bu kentte ne konutlar kendilerini ne de kent konutlarını artık taşıyamaz duruma gelmiştir. Olası ‘’felaket senaryoları ‘’ na(deprem,sel vb.) tamamen hazırlıksız kentli, İstanbul’un binlerce ‘’evsiz’’i gibi yakın geleceğin milyonlarca ‘’evsiz’’i konumunda olacaktır. Bu noktada mimara düşen görevler şüphesiz fazladır. Fakat öncelikle mimarın kentli ile ilişkisi sorgulanmalıdır. Bu ilişkinin nasıl olması gerektiği ve bilinçlendirme süreci daha hızlı nasıl oluşturulabilir,soruları cevap bulmalıdır. Ölçeği daralttıkça karşımıza çıkacak sorular çeşitlenecektir:
Evsizlerin, farklı kültür ve statüdeki bireylerin en insani hakları olan ‘’konut’’ ihtiyaçlarına ‘’tek-tip’’ leşmeden uzak nasıl cevap verilmelidir?
21.yy’ ın konutları S.O.S veren bu kentin yükünü azaltarak kendi kendine nasıl yetebilmelidir?
Teknoloji çağının mimarları olarak bizler de geleceğin bir nevi kahinleri olmalıyız. Sorunsallara cevap ve çözümlerimizi ararken ‘’yeni yapı teknolojileri’’ ne (future systems) ilgimiz şu an nerede veya nerede olmalıdır? Tartışmalıyız.
NAZLI TAŞTEKİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder