E

Konut- İnsan İlişkisi konut ve kent Sosyal Ayrışma kentsel dönüşüm soylulaştırma tüketim nesnesi olarak konut alt gelir grubu göç kapalı site kapalı siteler kentsel algı kentsel yaşam rota Ait olma durumu Toplu Konut algı barınma-yaşama fiziksel sınır gecekondu genişleyen konut sınırı konut niteliği konutun tüketimi sosyo-ekonomik statü sınır Özel - Kamusal Sınırı çarpık kentleşme Kamusal Omurga Çeperinde Konut Sosyal Adalet Toplum-Kent İlişkisi durak dışlanmışlık etkileşim gelecek tasarımı hafıza kamusal alan kent çeperleri kültür katmanı mahremiyet metropol sosyal eşitlik sürdürülebilirlik toplumsal sınır yap-sat yaşam kalitesi üst gelir grubu ütopya 3. boyutta mülkiyet Bellek Ekosistem Kent ile Konutun Kesiştiği Alanlar Kentin Yatay ve Düşey Arayüzleri Kentli Hakkı Kentsel Doku Ne Yönde değişiyor/Değişmeli Kişiselleşme Kolektif Bellek Korunaklı Yerleşimler Metropolde Konut İhtiyacı anlam beden deneysel konut dinamik konut disiplinler arası yaklaşım distopya dönüşüm düşeyde yükselme ekonomi ekonomik strateji evsiz farklı kültürler fonksiyon future systems geleneksel kavramlar gelir kutuplaşması genius loci geçirgenlik geçmiş ve şimdiki gobi-gobi görüngü gündelik hayat istanbul istanbul'da yaşam kamusal - özel aralığı kamusal eşik katmanlaşma kent bileşenleri kent karakteri kent merkezi kentli kentsel boşluk kimlik konut sloganları konut tipolojileri korunaklı konut küresel kentler mahalle olgusu marka projeler mekan mekan antropolojisi mevcut modeller moda monotonluk müdahale norm okumalar reklam residence resilin sentetik mekanlar simülasyon sokak-konut ilişkisi sosyal entegrasyon soyutlanma su-kent sürdülebilirlik tanımlı mekan tasarım projeler toplumsal mekan tüketim çılgınlığı yeni konut siteleri yuva zoning Öbekleşme çok kültürlü kent üretim

22 Kasım 2010 Pazartesi

Fatma Erdem ,Nazlı Taştekin , Jale Sarı -Yönelimler/Öngörüler

İstanbul, tarih boyunca ve günümüzde çoklu yaşamların ve farklı kültürlerin merkezi olmuştur. Çoklu yaşamları, diğer bir deyişle kozmopolitliği ve çeşitliliğidir İstanbul’u bu denli çekici kılan. Unesco’nun: “Nasıl biyolojik çeşitlilik doğa için gerekliyse bir değişim yenilik ve yaratıcılık kaynağı olarak kültürel çeşitlilik de insanlık için o kadar gereklidir.” tespiti İstanbul’un bu yapısının korunması gerektiğine işaret etmektedir. Bu kültürel çeşitliliğin kentte varlığı kadar, kendini hissettirmesi de bir o kadar önemlidir. Çünkü kültürel çeşitlilik, kentin dinağimini oluşturan önemli parametrelerden biridir. Sanford Kwinter’ın “Mekânın Ortaya Çıkışı”nda bahsettiği gibi kentin dengesi onun dinamiklerinde, değişim ve farklılaşmalarını idare etme kapasitesinde yatar. Söz gelimi, bir kentin rengi ve farklılıkları kimliğinde okunur kılınmalıdır.
Kültürel çeşitlilik kadar kentin kimlik oluşumunu etkileyen başka dinamikler de mevcuttur. Nitekim bu dinamiklerden olan küreselleşme, tüm dünya kentlerini etkilediği gibi İstanbul’u da etkilemiş ve bunun en etkin göstergelerinden biri olarak kapalı siteleri üretmiştir. Ne var ki, üretilen bu standardize konut tipleri klonlanarak, sanki bütün insanlar benzer yaşam tarzlarına sahipmiş gibi sunulmuş, hatta pazarlanmıştır. Metalaşan konut, tüketim toplumuna yalnızca söylemleri ve görsel imgeleriyle farklılaşan reklamlarla afişe edilen, pratikteyse karşılığını aynılaşarak bulan bir hal almıştır. Sonuç olarak küreselleşmenin de etkisiyle kozmopolitlik kaçınılan, homojenlikse amaçlanan bir olgu haline gelmiştir. Fakat metropol kentler, yaşayanları ve çeşitlenmiş yaşam alanlarıyla bir anlam ifade eder. Dolayısıyla, her bireyin, kentin farklı katmanlarıyla kurduğu ilişki çeşitlilik arz eder. Iain Chambers’in vurguladığı gibi; diyaloğa girmek sadece kültürü, tarihi ve farklılıkları yansıtmakla kalmayıp aynı zamanda da bunları üreten bir dil duygusunun içine girmeyi, romantik dünya fikrinden kopuşu gerektirir; yaşamak, kendinizi daima farklı kimliklerin tanındığı, takas edildiği ve karıştırıldığı ama yok olmadığı bir sohbetin içinde bulmaktır.
Konut-ev kişinin çevresini algısında bir orijin niteliğindedir.* Kişi, bu orijin noktasında kendini bulur, bir nevi bedeni dışında, ikinci katmanı-kabuğunda hâkimiyetini konuşturur. Bir diğer katmana geçişte, yani sosyal yaşamda bireyselliğini ve özgünlüğünü muhafaza etmeye çalışır, mekânı kendileştirmenin yollarını arar. Aslına bakılırsa bu durum, yani kendini ve kimliğini yaşadığı mekânlara yansıtma insanın doğasında var olan bir olgudur. İnsan, çevresini ve özellikle konutunu kendi ihtiyaçlarına göre uyarlama isteğindedir. George Simmel, modern yaşamın en derin sorununu, bireyin, etkin sosyal kuvvetler; tarihsel miras, dışsal kültür ve yaşam tekniği karşısında varoluş özerkliğini ve bireyselliğini muhafaza etme çabası olarak yorumlar. Ancak, günümüzde kullanıcıların, konutun fiziksel düzenine yapabileceği direkt katkının azaldığı görülmektedir. Araştırma kapsamında, seçilen alanlarda kişilerin konutlarını kendilerine göre revize edip etmedikleri, varsa yapılan müdahalelerin ne yönde ve hangi sınarlara dayandığı incelenecektir. Bu bağlamda, İstanbul’da farklı yaşam biçimlerinin en çok barındığı bölgelerden olan Fener-Balat ve Galata bölgeleri potansiyel melez mekânlar olmaları dolayısıyla seçilmiştir. Ele alınan bölgelerde yapılan gözlemlerde, mekânların hibritliği göze çarpmıştır. Bu hibritliği oluşturan-tetikleyen dinamikleri içsel ve dışsal faktörler olarak irdelemek ve devamında “hibritleşmiş” konutlar ile bu dinamiklerin var olduğu ancak tetikleyici özelliğinin etkin olmadığı “standardize” kapalı site konutları kıyaslanacaktır. Kullanıcılarının herhangi bir etnik, dini veya ekonomik etken gibi belirleyicilerinin etkisiyle bir araya gelmiş olmamalarına rağmen nasıl bu kadar standardize olmuş yaşam alanlarında barındıkları, onları bu kadar homojenize eden etkinin ne olduğu araştırılacaktır.
Araştırma sonucunda, konut tiplerine, 21. yy kentsel ve küresel etkiler bağlamında, gerekliliği apaçık belirgin standardize olma durumunu, önerilecek esnek konut modelleriyle nasıl özgün kılınabilir sorusuna yanıt veren bir model oluşturmak öngörülmektedir.


* Perception _ Norlberg Schulz
>Göç, Kültür ve Kimlik _ Iain Chambers
>İstanbullaşmak _ Pelin Derviş, Bülent Tanju, Uğur Tanyeli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder